Kleopatra tarafından kullanıldığı hakkında (M.Ö. 51) kayıtlar bulunan antik çağlardaki gül suyu bugünkü harika gül suyu ile sadece isim benzerliği olan bir üründür.
Bugün kullandığımız gül suyu ise gerçek anlamda 8. YY'da damıtılmaya başlanmış olan ve gülün bir çok faydalı içeriğini bünyesinde bulunduran bir mucizedir.
9. YY'da tıp kitaplarına giren gül yağı ile birlikte gül suyunun ferahlatıcı, antibakteriyel, ateş düşürücü ve rahatlatıcı etkileri de keşfedildi ve kullanılmaya başladı.
11. YY'da İbn Sina gül yağı ve gül suyunun yararlarını ve tedavi edici özelliklerini "el-Kanun fi’t-Tıbb" eserinde yayınlayınca doğuda ve batıda gülün sağlık açısından önemi iyice tanındı.
Haçlı seferleriyle gül yağı ile birlikte batıya ulaşan gül suyu orta çağda el hijyeninden tedaviye kadar bir çok amaçla yaygın kullanılmaya başlandı.
Bugün kozmetik dünyasının onbinlerce ürününde kullanılan gül suyu üstün içeriği ile sağlık ve güzellik için vazgeçilmez bir üründür.